Notes on the Interaction of Subconscious
and Consciousness I
Bilinç ile Bilinçaltının Etkileşimi
Üzerine Notlar I
by Ali Riza SARAL
Whether it is the case of an air traffic controller or
a violin player or even a heavy vehicle pilot, performing requires not only the
skills to operate the instrument but also the ability to perform a task. To perform a task according to a given
procedure, a score, a flight plan with strips requires accuracy and speed.
İster bir hava trafik kontrolörü, ister bir keman virtüözü, isterse bir
ağır vasıta operatörü olsun, işi icra etmek yalnız enstrümanı çalıştırma
becerilerini değil ama aynı zamanda görevi icra edebilme yeteneğini gerektirir. Belirlenmiş bir prosedüre, bir müzik
notasına, bir uçuş planına göre bir görevi yerine getirmek tekrarlanabilir
doğruluk ve hız gerektirir.
Performing is an episodic act in which time and
location of events are crucial. In
contrast, creating, composing, writing, designing are batch tasks in which the
final output is more important than when, where they are done.
İcra olayların zaman ve yerinin hayati olduğu episodik(hikayesel) bir
eylemdir. Oysa, yaratama, besteleme,
yazma, tasarım nihai çıktıların ne zaman nerede yapıldıklarından daha önemli
olduğu yığınsal(batch) görevlerdir.
The common point between these two, namely performing
and creating is; they are all about the human being and more specificly the human
mind.
Bu ikisi arasındaki ortak nokta, yani icra ve yaratma; hepsinin insan oğlu
ve daha da çarpıcısı insan zihni ile ilgili olmasıdır.
Sartre engages with the world
pre-reflectively while writing: “For example, at this moment I am writing, but I am not conscious of
writing. … In reality, the act of
writing is not at all unconscious, it is an actual structure of my consciousness. Only it is not conscious of itself. To write is to maintain an active awareness
of the words as they come to birth under my pen.”
Sartre yazarken dünya
ile pre-reflective(yorumlamadan) olarak ilişki kurar: “Örneğin, bu an
yazıyorum fakat yazdığımın bilincinde değilim. ... Gerçekte, yazı yazma eylemi
tümüyle bilinçsiz değil, benim bilincimin bir var olan yapısı. Yalnızca kendi kendinin bilincinde değil. Yazmak kalemimin ucunda ortaya çıkan kelimelere
ait faal bir farkındalığı sürdürmektir.
Hemingway advices a novice
writer: “The most important thing I’ve learned about
writing is never write too much at a time,” Hemingway said, tapping my arm with
his finger. “Never pump yourself dry. Leave a little for the next day. The main
thing is to know when to stop. Don’t wait till you’ve written yourself out.
When you’re still going good and you come to an interesting place and you know
what’s going to happen next, that’s the time to stop. Then leave it alone and
don’t think about it; let your subconscious mind do the work. …” [ Ernest Hemingway Creates a Reading
List for a Young Writer, 1934
Hemingway yeni
başlayan bir yazara şunları tavsiye eder: Yazmak hakkında
öğrendiğim en önemli şey hiç bir zaman bir kerede çok fazla yazmamaktır. Kendini hiç bir zaman tüketme. Ertesi gün için bir miktar bırak. Ana şey ne zaman durmaya karar vermektir. Kendini bitirinceye kadaryazmayı
bekleme. Halen durum iyi giderken ve
ilginç bir noktaya geldiğinde ve ondan sonra ne olacağını biliyorsan işte bu
durmak zamanıdır. Sonra onu kendi haline bırak ve onun hakkında düşünme;
zihninin bilinçaltının işi yapmasına izin ver …” [ Ernest Hemingway Creates a Reading List for a Young Writer, 1934 http://www.openculture.com/2013/05/ernest_hemingways_reading_list_for_a_young_writer_1934.html ]
Judith ULUĞ who played the piano in the first performance of my Viola
Sonata adviced me: “Let it go where the music leads.” during the rehearsals. This is pretty similar to
an Anatolian Hittite King’s thousands of
years old advise: “Mein Sohn! Tue das, was in (deinem) Herzen
(ist) (My son! Do what in your heart is.)” [Daisuke YOSHIDA, “Die Syntax des althethitischen
substantivischen Genitivs”, page 5 ] Both of these advices suggest the use of
subconscious and there is a slight difference between them. ULUĞ’s advice is based on good continuation
where as the ancient advice is related with conscience.
Viola Sonatı’mın ilk
icrasında piano çalan Judith ULUĞ provalar sırasında bana şunu tavsiye etti: “Müzik
nereye gidiyorsa bırak oraya gitsin.” Bu
binlerce yıl önce bir Anadolu kralının tavsiyesine çok benzer: “Mein Sohn! Tue
das, was in (deinem) Herzen (ist). (Oğlum! Kalbinde ne varsa onu yap!)” .)” [Daisuke YOSHIDA, “Die Syntax des althethitischen
substantivischen Genitivs”, s. 5 ] Her iki tavsiyede bilinçaltının kullanımını
öngörüyor ve aralarında küçük bir fark var. Uluğ’un tavsiyesi good
continuation(iyi devamlılık)’a dayanıyor, tarihi tavsiye ise vicdana.
The succees in creating or performance
depends on the personal balance in using not only consciouness but also
unconcious capabilities of the mind.
Gestalt laws, Proximity, Similarity, Closure, Good Continuation apply
not only to concious perception but also to the subconscious processing.
Yaratmada veya icrada başarı zihnin yalnız bilinc değil aynı zamanda
bilinçaltı imkanlarını kullanmada sahip olunan kişisel dengeye dayanır. Gestalt kanunları, yakınlık, benzerlik,
kapanış, iyi devamlılık yalnız bilinçli algılama için değil aynı zamanda
bilinçaltı işleyiş için geçerlidir.
P.S. 2 more sections will follow:
Gelecek iki bölüm daha var.