Monday, July 10, 2017

Bilinç Üzerine Notlar 2


Bilinç zihnin kontrolünü ele aldığında, bilinçaltı süreçlerin çalışması durmaz.
Baars’ın belirttiği gibi, bilinçaltı süreçler faal bilinçli süreçler üzerinde önkoşullama etkisine(priming effect) sahiptirler.

Bu yüzden, klasik muhakeme kontrol teorileri yalnız bilinçli süreçlerin kapasite-sınırlı dikkat(attention) kaynaklarına dayandığını ve yönetsel (executive) kontrol tarafından değiştirilebildiğini(module)  ileri sürerler.
“Classical theories of cognitive control, therefore, propose that only conscious processes depend on capacity-limited attentional resources and can be modulated by executive control. …:”


1) Bilinçsiz uyarı yönetsel kontrol ayarlarını etkiler. Bir çok deney, görev-temelli kontrol işlemlerini ve görev kümelerini olduğu kadar, algıaltı(subliminal) konumsal(spatial) kaymaları ve algılama-türü(modality) temelli dikkati de değiştirebilir.
1) Several experiments showed that subliminal stimuli can modulate shifts of spatial (Ansorge et al., 2002; Scharlau and Ansorge, 2003) and modality-specific attention (Mattler, 2003, 2005) as well as task-specific control operations (Mattler, 2003, 2005, 2006) and task sets (Reuss et al., 2011; Wokke et al., 2011).

2) Dahası, yönetsel kontrol ve bilinçaltı işleyiş arasındaki ilişki çift yönlüdür çünkü dikkatsel(attention) kaynaklar, uyarı (stimulus) beklentileri, eylem niyetleri, veya görev kümeleri, yönetsel kontrol mekanizmalarını içeren bütün unsurlar bilinçaltı uyarı işleyişini değişikliğe uğratırlar.
2) Furthermore, the relation between executive control and unconscious processing is bidirectional because top-down factors such as attentional resources, stimulus expectations, action intensions, or task sets, all factors that are typically considered to involve executive control mechanisms (Norman and Shallice, 1986), modulate unconscious stimulus processing (Jaśkowski et al., 2003; Ansorge and Neumann, 2005; Kiefer and Martens, 2010; Wokke et al., 2011). …

[Markus Kiefer, “Executive control over unconscious cognition: attentional sensitization of unconscious information processing, Front Hum Neurosci. 2012; 6: 61. ”]

Herhangi bir şeyin bilincine varmak ilgili anlamsal(semantik) ilişkileri kurmak için beynin 500 ms’den az süreye ihtiyacı vardır.  60 Metronom sayılı bir tempoda bu sekizlik bir notaya denk düşer.  Bunun anlamı: hepsi onaltılık notalar olan bir pasajda herbir notay algılama şansınız sınırlıdır.  Bilinçli algılama ölçü içindeki notaları birbirinden ayrıştıran ritmik vuruşlar sayesinde sağlanır.  Gestalt (algılama) kanunları
bunu açıklamak için kullanılabilir fakat aynı zamanda bilincin bir başka özelliği vardır: bilincin bütünsel tekliği (unity).

“Herhangi belirli bir zamanda bir nesne birden çok bilinçsel tecrübeye sahiptir.  Bir özne bir kırmızı kitabın ve yeşil bir ağacın eşzamanlı görsel tecrübelerine, ve öten kuşların işitsel tecrübesine, hafif bir açlığın ve omuzunda kuvvetli bir acımanın vücutsal algılarına; belirli bir melankolinin duygusal tecrübesine aynı zamanda sahip olabilir…  Bu tecrübeler birbirlerinden ayrıktırlar…  Fakat aynı amanda, bu tecrübeler sanki derin bir şekilde birbirleri ile bağlıdırlar.  Bilinci kaplayan bir durumun çeşitli yönleri olarak sanki bütünsel bir tekliğe sahiptirler.
“At any given time a subject has a multiplicity of conscious experiences.  A subject might simultaneously have visual experiences of a red book and a green tree, auditory experiences of birds singing, bodily sensations of a faint hunger and a sharp pain in the shoulder, the emotional experience of a certain melancholy…  These experiences are distinct from each other…. But at the same time, the experiences seem to be tied together in a deep way.  They seem to be unified, by being aspects of a single encompassing state of consciousness”.  [Bayne et all., What is consciousness?“,2003,]

Tek bir vuruşun ses yüksekliği, süre, ritm, harmonisi tek bir birim olarak, bilinçsel bütünlüğünün farklı yönleri olarak algılanır.  Motifler, cümleler, biçimler, ve diğer üst seviye müzik unsurları ‘nesne bütünlüğü’ oluştururlar.  Algılamamızdaki dar geçit nedeni ile müziği duyduğumuz nesneleri gruplayarak dinleriz
 [Miller, “The Magical Number Seven, Plus or Minus Two: Some Limits on Our Capacity for Processing Information”].

Bilincin bütünsel tekliği ‘özne Bütünlüğü’, ‘Kapsayıcı (Subsumptive?) Bütünlük, ‘Erişim Bütünlüğü’ veya ‘’Olgusal Bütünlük’e dayandırılabilir.