Aşağıdaki tanımları Free Dictionary’den
aldım. Görüldüğü gibi dikkat, odaklanma
ve konsantrasyon (yoğunlaşma)’nın tanımları birbirleri ile iç içe geçiyor ve
net değil.
Dikkat
attention
1.a. Dikkatli veya yakından gözleme veya dinleme eylemi. “ Eğer derste
dikkat edersen daha çok öğreneceksin.”
1. a. The act of close or careful observing or listening: You'll learn more if you pay attention in class.
b. Zihni belli bir şey üzerinde tutma yeteneği ya da gücü; konsantre
olma(yoğunlaşma) yeteneği. “Dikkatimizi
şiirin son kıtasına yönlendirdik.”
b. The ability or power to keep the mind on something; the ability to concentrate: We turned our
attention to the
poem's last stanza.
c. Dikkat çekme veya gözlemleme. “İlan panosu dikkatimizi çekti.”
c. Notice or observation: The billboard caught our attention.
Odak
focus
1. Bir optik sistem tarafından sunulan bir görüntünün netliği ve özgünlüğü.
1. The distinctness or clarity of an image rendered by an optical system.
a. Bir ilginin ya da faaliyetin merkezi. “Bu konu güncel araştırmaların
odağındadır.”
a. A center of interest or activity: "Precisely how diet affects E. coli in livestock is the focus of current research"(Cindy Engel).
b. Yakın ya da dar dikkat; konsantrasyon(yoğunlaşma).
b. Close or narrow attention; concentration
c. Bir şeyin net bir şekilde anlaşılabileceği ya da algılanabileceği durum: “Probleme odaklanamadım.”
c. A condition in which something can be clearly apprehended or perceived: couldn't get the problem into focus.
Odaklanmak
focus
1. Işık ışınları (vb.) ‘nı tek merkeze yöneltmek; yoğunlaştırmak.
1. To cause (light rays, for example) to converge on or toward a central point; concentrate.
2. Belirli bir noktaya ya da amaca yöneltmek. 2. To direct toward a particular point or purpose: focused all their attention on finding a solution to the problem
3. Dikkati ya da enerjiyi yoğunlaştırmak.
3. To concentrate attention or energy: a campaign that focused on economic issues.
Konsantre olmak(yoğunlaşmak)
concentrate
1. Bir odağa, bir ortak
merkeze yönlendirmek.
1. To direct or draw toward a common center; focus.
2. Bir sıvı karışımını daha koyu yapmak.
2. To make (a solution or mixture) less dilute.
Bu üç
kavramın kişinin kafasında net olması daha yüksek bir performans seviyesine
ulaşmasını sağlar.
Attention
yani dikkat önce odaklanmayı daha sonra yoğunlaşmayı içerir. Dikkat odaklanmak demek değildir. Dikkat yoğunlaşmak ta değildir.
Odaklanmak ilgi alanını sınırlamak, belirlenen konu ile
ilgili şeyleri içermek diğerlerini dışarda bırakmaktır. Odaklanmak süreci konsantrasyon
değildir. Odaklanma ilk olarak bir
tetiklenme içerir.
Odaklanan
konu öncelik taşır. Daha sonra odağın
canlı tutulması aşaması gelir.
Beynimiz, bir
süre sonra odaklanılan alanla ilgili semantik(anlamsal) ilişkileri kurmaya
başlar. Odağı koruyabilirsek bir süre
sonra mantıksal/matematiksel işlemler gerçekleşmeye başlar. Sorun elde edilen sonucun bilinçaltı olarak
oluşturulmasındadır. Örneğin belirli bir
şeyi hatırlamaya çalıştığımızda bir noktadan sonra odaklaşmayı kesmemiz [1] ve bilinçaltının yanıtı
getirmesini beklememiz gerekir.
[1] Experiences
in Visual Thinking: McKim, Stanford
University