Thursday, January 09, 2020

Dağıtılmış Muhakeme ve Karıncalar nasıl Yön Bulur


Dağıtılmış Muhakeme ve Karıncalar nasıl Yön Bulur 
Distributed Cognition and how Ants Navigate
Edwin Hutchins, Cognition_in_the_Wild

Simon(1981) muhakeme için ortamın önemini vurgulayan bir ibret öyküsü sundu.  Kumsaldaki bir karıncanın karışık hareketlerini izlerken, izlenen patikayı oluştururmak için, karıncaya  karmaşık bir program atfettiğimizi  ileri sürdü.   Aslında, Simon’a göre,  izlenen yol karıncadan çok kumsal hakkında bize bilgi verir.
Simon (1981) offered a parable as a way of emphasizing the importance of the environment for cognition .
He argued that , as we watch the complicated movements of an ant on a beach, we may be tempted to attribute to the ant some complicated program for constructing the path taken. In fact, Simon says, that trajectory tells us more about the beach than about the ant.

İbret öyküsünü bir karınca toplumu ile bir kumsala ve hikayesine genişletmek isterim.  Psikologların yaptıkları gibi, bir tek karıncayı gözlemektense, birer antrapolog olalım ve bir karınca toplumunu haftalar ve aylar boyunca izleyelim.   Karıncalar için yasak bölge olan bir fırtınadan sonra sahile geldiğimizi kabul edelim.  Nesiller boyunca karıncalar kumsalı tararlar.  Arkalarında kısa ömürlü kimyasal işaretler bırakırlar, ve nereye giderlerse orada kum tanelerini istekleri dışında kımıldatırlar.  Aylar sonra, olası yiyecek  kaynaklarına giden patikalar gelişir, ilk önce kardeş karıncaların kısa ömürlü kimyasal artıklarını daha sonra yüklü karınca trafiği tarafından üretilen  uzun ömürlü yolları takip eden karıncalar tarafından...  
I would like to extend the parable to a beach with a community of ants and a history . Rather than watch a single ant for a few minutes , as psychologists are wont to do, let us be anthropologists and move in and watch a community of ants over weeks and months . Let us assume that we arrive just after a storm , when the beach is a tabula rasa for the ants. Generations of ants comb the beach. They leave behind them short -lived chemical trails , and where they go they inadvertently move grains of sand as they pass. Over months , paths to likely food sources develop as they are visited again and again by ants following first the short -lived chemical trails of their fellows and later the longer -lived roads produced by a history of heavy ant traffic .

After months of watching , we decide to follow a particular ant on an outing . We may be impressed by how cleverly it visits every high -likelihood food location . This ant seems to work so much more efficiently than did its ancestors of weeks ago. Is this a smart ant? Is it perhaps smarter than its ancestors? No, it is just the same dumb sort of ant, reacting to its environment in the same ways its ancestors did .

Fakat ortam aynı değildir.  Kültürel bir çevredir.  Karınca nesilleri kumsalda işaretlerini bırakmıştır, ve aptal bir karınca atalarının  hareketlerinden kalan artıklarla etkileşerek akıllıymış gibi görünür.
But the environment is not the same.   It is a cultural environment . Generations of ants have left their marks on the beach, and now a dumb ant has been made to appear smart through its simple interaction with the residua of the history of its ancestor's actions .

Simon açıkça haklıydı: karıncayı gözlerken, karıncanın  iç dünyası hakkından çok kumsal hakkında bilgi sahibi oluruz.  Ve ‘özgürce’ düşünen insanları gözleyerek, onların iç dünyasından çok onların düşünmek için kullandığı çevreleri hakkında bilgi öğreniyor olabiliriz.
Simon was obviously right : in watching the ant, we learn more about the beach than about what is inside the ant.   And in watching people thinking in the wild , we may be learning more about their
environment for thinking than about what is inside them . 

Bunun farkında oldukğumuz zaman, muhakeme hakkında burada bilgi toplayamayız diye, eşyaları toplayıp sahili terk etmemeliyiz.  İnsan düşünmesinin çevreleri ‘doğal’ çevreler değildir.  İçten içe yapaydır.
Having realized this , we should not pack up and leave the beach, concluding that we cannot learn about cognition here. The environments of human thinking are not " natural " environments . They are artificial through and through .

İnsanlar muhakeme güçlerini onları kullandıkları ortamları yaratak oluştururlar.  Şu ana kadar, çok azımız bu ortamları muhakemesel faaliyetlerin düzenleyicisi olarak, ciddi şekilde incelemek için zaman ayırmıştır, bu yüzden düşüncenin inşasında onların rolünü çok az tartabiliyoruz.
Humans create their cognitive powers by creating the environments in which they exercise those powers . At present, so few of us have taken the time to study these environments seriously as organizers of cognitive activity that we have little sense of their role in the construction of thought.