Sunday, February 16, 2020

İş Dönüştüren Araçlara karşı Yapay Zeka Cihazları


İş Dönüştüren Araçlara karşı Yapay Zeka Cihazları
Task transforming tools vs. Next generation intelligent artificial agents
Edwin Hutchins, Cognition_in_the_Wild

Böylece,  bu araçlar hesaplamayı fiziksel nesnelerin basit işlenmesi ve kavramsal değerlendirmelerin algısal çıkarımları olarak gerçekler.  Fakat belki de bu arınma gelecek nesil araçlarda eksik kalacak.
These tools thus implement computation as simple manipulation  of physical objects and implement conceptual judgements as perceptual inferences . But perhaps this refinement will be lacking from the next generation of tools .

Basit “aptal” fiziksel cihazlarla etkileşimlerimizin hesaplamasal gücünü anlamakta hata yaparak kendimizi  bir çok fırsatları israf edeceğimiz duruma sokuyoruz, sözde akıllı bilgisayarlar ile.  Psikoloji ve yapay zekanın sinerjisi bizi daha çok akıllı yapay ajanlar yapmaya götürebilir, daha kuvvetli iş-dönüştürücü temsiller yerine.
By failing to understand the source of the computational power in our interactions with simple "unintelligent" physical devices, we position ourselves well to squander opportunities with so-called intelligent computers . The synergy of psychology and artificial intelligence may lead us to attempt to create more and more intelligent artificial agents rather than more powerful task-transforming representations .

“Bizler hepimiz muhakemesel bütünleyicileriz – içsel ve dışsal yapılardan oluşan işlevsel sistemlerin fırsatçı birleştiricileri.”  Düşünme için harici araçlardan tasarımlanmış bir tür  tanımlamak içsel yapay ürünlerin rollerini görmeyi güçleştirir ve “Mikronezya seyrüsefer sisteminin yıldızların görüntülerini  bir çeşit, yerlerine bağlı olarak görmesindeki gücü algılamayı güçleştirir.”
“We are all cognitive bricoleurs - opportunistic assemblers of functional systems composed of internal and external structures . “  Defining a class of designed external tools for thinking makes it difficult to see the role of internal artifacts and  “difficult to see the power of the sort of situated seeing that is present in the Micronesian navigator's images of the stars.”

Yıldızlar yapay ürün değildir.  İnsan yapımı bir olgudan çok doğaldırlar, yine de doğru iç yapay ürünlerle etkileşim içinde( “görme” stratejileri), Mikronezya seyrüsefer sisteminin en önemli yapılı temsili medya ortamı haline gelir.
The stars are not artifacts . They are a natural rather than a human -made phenomenon , yet they do have a structure which , in interaction with the right kinds of internal artifacts (strategies for "seeing"), becomes one of the most important structured representational media of the Micronesian navigation system.

Yıldızların az ya da çok göz kırpmaları Micronezya seyrüsefer sisteminin önemli bir bileşenidir.  Yıldızların tamamen eşit dağıldığı bir gökyüzünde yıldızlarla seyrüsefer imkansız olurdu:
Farklılık bilgi içerir, ve bilgi verici hiç bir farklılık olmazdı bu durumda.
The more or less random sprinkling of stars in the heavens is an important component of the Micronesian system. In a sky with an absolutely uniform distribution of stars, navigation by the stars would be impossible
: information is difference , and there would be no differences to be seen as informative .

Eğer yalnız başına tek tek zihinlere, kültürel yapay ürünleri(sistemlerini)  işleyen bireylerden oluşan sistemlerin özelliklerini isnat edersek, tek tek zihinlere sahip olmayabilecekleri bir süreci layık görmüş oluruz, ve yapay ürünleri işlemek için gerçekten sahip olmaları gereken süreçleri soruşturamamış oluruz.  Bu tür ilişkilendirme ciddi fakat sık sık görülen bir hatadır.
If we ascribe to individual minds in isolation the properties of systems that are actually composed of individuals manipulating systems of cultural artifacts , then we have attributed to individual minds a process that they do not necessarily have, and we have failed to ask about the processes they actually must have in order to manipulate the artifacts . This sort of attribution is a serious but frequently committed error .