Anlamın Algılanmasında Onaylama Önyargısı
Confirmation
bias in formation of interpretations
Edwin Hutchins, Cognition_in_the_Wild
Onaylama
önyargısı, oluşmuş olan bir algıya karşı ortaya çıkan yeni delillere önem
vermemek, yok saymak veya bu delilleri yeniden değerlendirerek önceden oluşmuş
algıları doğrulamak eğilimidir. Dünyanın
doğası hakkında önceden oluşmuş bir hipotezi onaylamaya yönelik bir önyargıdır. Bu bir ortak akıl kavramıdır. Bir insanın aklı bir şeye yattıktan sonra onu
değiştirmenin ne kadar zor olduğundan bahsediyoruz.
“İlk
izlenimlerin” önemi halk inancının bariz bir sonucudur bu, prensipte. Ayrıca, hayro yorma ya da olumsuzlama,
kişilik eğilimleri, mantıksal sonuç çıkarma görevleri, sosyal sorunlarla ilgili
inançlar ve biimsel düşünme gibi
alanlarla ilgili olarak onaylama önyargısının genel geçerliliği hakkında
kaçınılmaz bilimsel deliller vardır.
The importance of " first impressions
" is an obvious corollary of our folk belief in this principle. There is also compelling scientific evidence
of the generality of confirmation bias across such areas as attribution,
personality traits (Hastie and Kumar 1979), logical inference tasks (Wason 1968;
Wason and Johnson-Laird 1972), beliefs about important social issues (Lord et
ale 1979), and scientific reasoning (Fleck 1979; Tweney et ale 1981).
Bu eğilimin
oluşmuş önceki inançlara bağlı kalma ve dünyanın doğası hakkında bariz
delilleri dikkate almamakta ulaştığı nokta, uyum yeteneği azlığını andırır. Herşeyden
öte, çevrede ne olup bittiğini bilmek herhangi bir canlı için önemli bir
yetenektir, ve, canlı ne kadar karmaşık ise o canlının çevrede ne olduğu ile
ilgili algısı o kadar daha karmaşıktır.
To the extent that this propensity to stick with prior
interpretations and discount disconfirming evidence often leads us to maintain faulty interpretations of the nature
of the world, it seems maladaptive.
After all, knowing what is going on
in the environment is an important ability for any creature, and, in general,
the more complex the creature, the more complex is that creature 's sense of
what is in the environment.
Bir kere iyi bir yorum bulduktan sonra
biz karmaşık canlıları daha iyi yorumlar bulmaktan alıkoyan bir özellik uyum
sağlama azlığı gibi gözükebilir gerçekten.
Peki neden böyle bir özellik ayakta kalmıştır?
Açıkça, bir yorumdan daha iyisine
geçmek ile çevredeki olaylarla eşgüdüm sağlamak için bir yorum –en azından bir yorum- sahibi olmak
ihtiyacı arasında bir ödünleşme olmak zorundadır.
A
property of cognitive processing that prevents us complex creatures from
finding better interpretations once we have a good one seems very maladaptive indeed.
Why, then, would such a property survive
? Clearly there must be a tradeoff here between the ability to move from one
interpretation to a better one and the need to have an interpretation - any
interpretation - in order to coordinate with events in the environment .
Tutarlı
fakat ideal olmayan bir yorum oluşturan bir sistem yorumlarını oluşturur
oluşturmaz tartışarak yırtıp parçalayan bir sistemden daha çok uyum yeteneğine
sahip olabilir.
A
system that maintains a coherent but suboptimal interpretation may be better
able to adapt than a system that tears its interpretations apart as fast as it
builds them.
...
İnsanları
düşünsel görevlerin etrafında örgütlemenin bazı yolları zihinsel sistemlerin bu
uyum yeteneği azlığının zayıflamasına yol açabilir, oysa bazı başka örgütlenme
biçimleri bireysel özür gibi gözüken bu
uyumsal erdemi özellikle grup seviyesinde oluşturur.
That
is, some ways of organizing people around thinking tasks will lead to an
exacerbation of the maladaptive aspects of this property of mental systems,
whereas other forms of organization will actually make an adaptive virtue on
the group level of what appears to be an individual vice.