Saturday, September 28, 2013

Entonasyon - Intonation

Burada, entonasyon hakkında bazı notlarımı bulacaksınız.  Bu notları,  üstünde çalışmakta olduğum son eserim 'SÖZLERİN MÜZİĞİ' adlı bestem için çalışırken biriktirdim.  Daha sonra bunların tümü entonasyonla ilgili bir makaleye dönüşecek.

yavaş tane tane hafif yumuşak bir ses:

yavaş:  harfleri uzatarak, harfler peşi peşine koşturmadan
tane tane: kelimeler belirgin şekilde ayrı ayrı ve aceleye getirilmeden
hafif: ses şiddeti gür değil, çok zayıf ta değil
yumuşak: dudakları hafif şişirerek, ağız içi kuru değil, hafif ağız sulanarak

nazik, mesafeli bir ses:

mesafeli: ince ve kalın bileşenler içermeyen, titremesiz(vibratosuz), hışırtılı(ağız boşluğunda tınlamayan)
hafif: ses şiddeti zayıf
ince renkli: incce perdeden ve kalın bileşenleri olmayan
kullanılış örneği: markette kasiyerle konuşma sırasında

davudi, borazan gibi bir ses:

gür ve sabit: ses şiddeti yüksek, bağırır gibi ama ses çatlamıyor, hep aynı güçte, anlama göre değişmiyor
akıcı: kesinti duraklama yok, nefes kesintileri belirsiz
parlak:ağız ve dudaklar ıslak, hatta tükrük saçarak,
tınlama: ağız boşluğunda burun ve dişlerde rezonans
koyu: orta ve kalın konuşma sesi, renk olarak kalın sesler
kullanılış örneği: iddia ederek zorla ikna çabasında

nazik fakat alt-üst ilişkisi çerçevesinde,  statü belirten resmi bir ses:

hafif: ses şiddeti az, (eğer üst iseniz biraz daha yüksek olabilir)
hışırtılı: dişlerde tınlayan, s, z gibi sesleri vurgulayan, ıslık çalar gibi
titreme yok: vibratosuz

duyarlı, çıtkırıldım, samimi, içten bir ses:

hafif: ses şiddeti az
titreyen: vibrato, gırtlakta titreme
burun ve ağızda tınlayan: n sesi gibi ama fazla değil,
parlak değil: ağız kuru, tükürük az
hışırtı: şart değil fakat buruk bir etki istenirse olabilir (tınlamayı hafif dişlere kaydırarak ve
s, z gibi sürtünme ve p gibi patlayıcı sesleri vurgulayarak.

Hastabakıcı sesi:
Kalın perdeden, patlama derecesinde bağırarak, sanki bağırsaklarından geliyor gibi derinden.

Yaşlı hastaların kulakları ince ve zayıf sesleri duymadığı için kalın ve gür bir ses...
Ayrıca demans-bunama nedeni ile de hastaya sesini duyurtmak dert anlatmak çok zor olabilir.

Sesin derinliği yüksek ses şiddeti sağlamak için diyafram ile akciğerlere baskı/darbe yapmaktan.

Çirkin bir ses:
Hastabakıcı ses tonu ile normal insanlara hitap eder.   Sizi erken bunamış ve sağır yerine koyar.

İddialı bir ses:
Cümle içinde her kelimeye vurgu yapan ama vurgudan hemen sonra hafifleme boşlukları olan gür ve kalın bir ses.  Ses rengi çatlamalı (diyafram zorlaması nedeni ile), bol rezonans ve vibrato(titreme).

Kaba bir ses:
Her kelimeye eşit ve çok vurgu yapan gür ve kalın bir ses.  Çatlama yok, vibrato az, rezonans az.

Saldırgan bir ses:
Her ses eşit ve vurgulu ama kelimelerin arası kesik, kesik...  Gür ve kalın bir ses. Rezonans bol, vibrato olabilir.  Bu sesi kullanan kişi her unsura hakim olduğunu göstermek ister sesiyle...

Anlamlı bir ses:
Anlam yalnız kelimelerin ifade gücü ile değil onları artikule ediş-söyleyişimizce de belirlenir.
Vurgunun cümlenin ifade ettiği anlama göre yerleştirilip yönetildiği ses tonu anlamlı ses tonudur.
Bu yalnız vurgu ile değil, ses rengi, gücü, ses perdesi,tempo, ritmik karakterle de belirlenir.

Anlamsız bir ses:
Sesin bütün öğeleri ya da bir kaçı hep sabit  özellikte ise...  Sabit öğelerin sayısı arttıkçe konuşma anlamsızlaşır.

Kibar bir ses: (Bunu Almanya'da öğrendim)
Yüksek bir ses şiddeti ile başlayıp hafifleyerek bittiği ses tonu.  Hafifleme artık cümlenin anlamı belli olduktan hemen sonra gerçekleşir.  Karşıdaki insanın anlayışına olan güveni belirtir, onu insan yerine koyar.



devamı var...

Wednesday, September 18, 2013

Kullanıcının Emniyet Seviyeleri

Her karışık ve büyük sisteme ait emniyet seviyeler şeklinde düzenlenmiştir.  Örneğin hava trafik kontrolünde eğer radar görüntüsü bir arıza nedeni ile kaybolursa kontrolör strip denilen kağıtlar üzerindeki bilgileri ve kafasında kalan görüntüyü kullanarak uçak trafiğini idare eder.  Ya da otomobillerde hız azaltmak için vites küçültmek, fren ve el freni seviyeleri vardır.

Gerçek bir sistemin karışıklığına hakim olabilmek için temel bir prensip hiyerarşik bir örgütlenme uygulamaktır[1].  Güvenlik seviyeleri de belirli bir hiyerarşiye göre düzenlenmiş olmalıdır.

Sistem tanımı yaparken geleneksel olarak kullanıcı sistemin dışında ayrı bir varlık olarak belirlenirdi.  Oysa son zamanlarda kullanıcının kendisi de sistem tanımı içine alınmakta.  Çünkü günümüzün karışık sistemlerinde kullanıcının kendisi de sistemin davranışı ve gelişimini etkiliyor. 
Sistem emniyetini sağlamak için kullanıcının kullandığı muhakemesel yaklaşım hiyerarşik olarak örgütlenmiş güvenlik seviyeleri içermelidir.

Bu seviyelerden en son başvurulacak olan zihnin otomatik süreçler kullanarak çalışıp tepki gösterdiği seviye olmalıdır.  Bu seviye amygdala'da tetiklenen ve Hypocampus'ta içeriği depolanan eylem reçetesini içerir.  Örneğin: 'otomobil kullanırken öndeki arabanın arka fren ışıkları yanınca frene bas'...

Orta seviye bir eylem planını değiştirme seçeneği ile birlikte uygulayabilmeyi sağlar.  Bu seviye beynin yönetsel kısmı PFC ile yapılanları hedeflenen şeyle karşılaştıran ACC tarafından işlenen eylem planını içerir.  Örneğin 'öndeki arabayı geçmeye ilişkin eylem planı'.  Eğer karşıdan gelen olursa eylem planı iptal edilebilmelidir.

İlk seviye eylem planlarından oluşan bir eylem programını içerir.  Bu seviye PFC ve veri depolayan HypoCampus tarafından işlenen eylem programını içerir.  Örneğin 'yola çıkmadan önce bir plan yapmak'.  Bu üç seviyede de kullanıcı ne yaptığının farkında olmak için HypoThalamus'u da içeren bilinçten faydalanır.  Ülkemizde iyi eğitilmemiş ya da bazı tecrübesiz bireyler de sık sık görülen bir eğilim en son kullanılacak olan otomatik süreç seviyesini ilk elde kullanmaktır.  Bu durum, trafikte yanlış yöne gidişlere ve daha kötüsü kritk durumlarda başvurulacak acil tepki yokluğuna yol açmaktadır.

Sorunun önemli bir nedeni toplumumuz kültüründe derinlik kavramına yeterince yer verilmemesidir.  Müzüğimizde çok sesliliğin daha yeni yeni başlaması tesadüf değildir.

[1] Brehmer, B., Systems Design and the Psychology of Complex Systems,
Uppsala University, Department of Psychology, Sweden.