Friday, December 29, 2017

Dikkat - Odaklanma - Konsantre Olma

Aşağıdaki tanımları Free Dictionary’den aldım.  Görüldüğü gibi dikkat, odaklanma ve konsantrasyon (yoğunlaşma)’nın tanımları birbirleri ile iç içe geçiyor ve net değil.

Dikkat
attention

1.a. Dikkatli veya yakından gözleme veya dinleme eylemi. “ Eğer derste dikkat edersen daha çok öğreneceksin.”
1. a. The act of close or careful observing or listening: You'll learn more if you pay attention in class.

b. Zihni belli bir şey üzerinde tutma yeteneği ya da gücü; konsantre olma(yoğunlaşma) yeteneği.  “Dikkatimizi şiirin son kıtasına yönlendirdik.”
b. The ability or power to keep the mind on something; the ability to concentrate: We turned our
 attention to the poem's last stanza.

c. Dikkat çekme veya gözlemleme. “İlan panosu dikkatimizi çekti.”
c. Notice or observation: The billboard caught our attention.

Odak
focus

1.  Bir optik sistem tarafından sunulan bir görüntünün netliği ve özgünlüğü.
1. The distinctness or clarity of an image rendered by an optical system.

a. Bir ilginin ya da faaliyetin merkezi. “Bu konu güncel araştırmaların odağındadır.”
a. A center of interest or activity: "Precisely how diet affects E. coli in livestock is the focus of current research"(Cindy Engel).

b. Yakın ya da dar dikkat; konsantrasyon(yoğunlaşma).
b. Close or narrow attention; concentration

c. Bir şeyin net bir şekilde anlaşılabileceği ya da algılanabileceği durum:  “Probleme odaklanamadım.” 
c. A condition in which something can be clearly apprehended or perceived: couldn't get the problem into focus.

Odaklanmak
focus

1. Işık ışınları (vb.) ‘nı tek merkeze yöneltmek; yoğunlaştırmak.
1. To cause (light rays, for example) to converge on or toward a central point; concentrate.

2. Belirli bir noktaya ya da amaca yöneltmek. 2. To direct toward a particular point or purpose: focused all their attention on finding a solution to the problem

3. Dikkati ya da enerjiyi yoğunlaştırmak.
3. To concentrate attention or energy: a campaign that focused on economic issues.

 

Konsantre olmak(yoğunlaşmak)
concentrate

1.  Bir odağa, bir ortak merkeze yönlendirmek.
1.  To direct or draw toward a common center; focus.

2. Bir sıvı karışımını daha koyu yapmak.
2. To make (a solution or mixture) less dilute.



Bu üç kavramın kişinin kafasında net olması daha yüksek bir performans seviyesine ulaşmasını sağlar.

Attention yani dikkat önce odaklanmayı daha sonra yoğunlaşmayı içerir.  Dikkat odaklanmak demek değildir.  Dikkat yoğunlaşmak ta değildir. 

Odaklanmak  ilgi alanını sınırlamak, belirlenen konu ile ilgili şeyleri içermek diğerlerini dışarda bırakmaktır.  Odaklanmak süreci konsantrasyon değildir.  Odaklanma ilk olarak bir tetiklenme içerir.
Odaklanan konu öncelik taşır.  Daha sonra odağın canlı tutulması aşaması gelir.

Beynimiz, bir süre sonra odaklanılan alanla ilgili semantik(anlamsal) ilişkileri kurmaya başlar.  Odağı koruyabilirsek bir süre sonra mantıksal/matematiksel işlemler gerçekleşmeye başlar.  Sorun elde edilen sonucun bilinçaltı olarak oluşturulmasındadır.  Örneğin belirli bir şeyi hatırlamaya çalıştığımızda bir noktadan sonra odaklaşmayı  kesmemiz [1] ve bilinçaltının yanıtı getirmesini beklememiz gerekir. 

[1] Experiences in Visual Thinking:  McKim, Stanford University