Tuesday, May 11, 2021

Tepkisellik ile Takıntısallık Arasındaki Farkları Anlamak

Tepkisellik ile Takıntısallık Arasındaki Farkları Anlamak [1]

Understanding the Differences Between Impulsivity and Compulsivity


 

Moeller ve meslektaşları tepkiselliği "bu tepkilerin tepkisel bireye veya başkaları üzerine yapacağı olumsuz sonuçlara bakılmaksızın iç veya dış uyaranlara karşı hızlı, planlanmamış davranışlara girmeye yatkınlık" olarak tanımladılar.

Moeller and colleagues defined impulsivity as “a predisposition toward rapid, unplanned reactions to internal or  external stimuli without regard to the negative consequences of these reactions to the impulsive individual or to others.”

 

Aksine, takıntısallık, belirli kurallara göre veya basmakalıp bir tarzda gerçekleştirilen tekrarlı davranışları ifade eder.  Takıntısallık bazan istenmeyen sonuçlarla bağdaşan, sıklıkla amaç taşımayan hep  aynı davranışları tekrarlama eğilimidir.

In contrast, compulsivity refers to repetitive behaviors that are performed according to certain rules or in a stereotypical fashion. Compulsivity is a tendency to repeat the same, often purposeless acts, which are sometimes associated with undesirable consequences.

 

Tepkisellik ve takıntısallık, taban tabana zıt ya da benzer olarak görülebilir, çünkü her biri bir dürtü kontrolü işlev bozukluğunu ima eder. Her biri, örneğin dikkat, algılama ve motor ya da muhakemesel eşgüdüm gibi sinirsel süreçlerin geniş bir uzalınımı içinde  kaymalar içerir.

Impulsivity and compulsivity may be viewed as diametrically opposed, or alternatively, as similar, in that each implies a dysfunction of impulse control. Each involves alterations within a wide range of neural processes including, for example, attention, perception, and coordination of a motor or cognitive response.

 

Yelpazenin kompulsif ucundaki hastalar, dış dünyadan gelen tehditi abartılı  algılama eğilimine sahiptirler ve bu tehditi bertaraf etmek, zararı azaltmak için saplatılı takıntı davranışları gibi törensel alışkanlıklara bağlanırlar.

Patients on the compulsive end of the spectrum tend to have an exaggerated sense of threat from the outside world and engage in rituals/routines, such as obsessivecompulsive behaviors, to neutralize the threat or reduce the harm.

 

Yelpazenin tepkisel ucundaki hastalar, saldırganlık, aşırı kumar veya kendi kendine zarar verme gibi davranışlarla ilişkili zararı hafife alma eğilimindedir.  Gelinen bu son nokta, genellikle bu tür davranışların olumsuz sonuçlarının dikkate alınmaması ile karakterize edilen tepkisel eylemi belirtir.

Patients on the impulsive end of the spectrum tend to underestimate the harm that is associated with behaviors such as aggression, excessive gambling, or selfinjury. This end point designates impulsive action generally characterized by a lack of consideration of the negative results of such behavior and is exemplified by borderline and antisocial personality disorders.

 

Bazı tepkisel hastalar, tepkisel davranışla ilişkili zararı tanır ve değerlendirir, ancak yine de, davranışa tepki olarak yaşadıkları heyecanın veya uyarılmanın olumsuz sonuçlardan daha ağır bastığını fark ettikleri için bu davranışı yaparlar.

 Some impulsive patients do recognize and assess the harm associated with the impulsive behavior but nonetheless engage in it because they find that the thrill or arousal they experience in response to the behavior outweighs the negative consequences.

 

Bu nedenle, genel olarak, takıntısallık, kaygı veya rahatsızlığı hafifletme girişimiyle yönlendirilse de, tepkisellik zevk, uyarılma veya tatmin elde etme arzusu tarafından yönlendirilebilir. Her iki davranış türü de, tekrarlayan davranışları engelleme veya geciktirme konusundaki yetersizliği paylaşır.

So, in general, while compulsivity may be driven by an attempt to alleviate anxiety or discomfort, impulsivity may be driven by the desire to obtain pleasure, arousal, or gratification. Both types of behaviors share the inability to inhibit or delay repetitive behaviors.

 

Katkıda Bulunan Etkenler

Contributing factors

Tepkisellik ve takıntısallığa katkıda bulunan  genler, cinsiyet, çevre, psikiyatrik bozukluklar ve madde bağımlılığı gibi birçok faktör vardır.

There are many contributing factors to impulsivity and compulsivity, such as genes, gender, environment, psychiatric disorders, and substance abuse.

 

Artan frontal lob aktivitesi, OKB gibi takıntısal bozuklukları karakterize edebilir.  Aksine, azalmış frontal lob aktivitesi, patolojik kumar oynama ve sınırda kişilik bozukluğu gibi dürtüsel bozuklukları karakterize edebilir.

Increased frontal lobe activity may characterize the compulsive disorders, such as OCD. In contrast, decreased frontal lobe activity may characterize the impulsive disorders, such as pathological gambling and borderline personality disorder.

 

REFERENCES:

[1] Heather A. Berlin, PhD, MPH , Eric; Hollander, MD; “Understanding the Differences Between Impulsivity and Compulsivity”; July 2, 2008; Psychiatric Times, Psychiatric Times Vol 25 No 8