ANTOINE de SAINT-EXUPERY’nin
SAVAŞ PİLOTU’nun
TÜRKÇE TERCÜMELERİNİN ELEŞTİREL BİR GÖZDEN GEÇİRİLİŞİ
A CRITICAL REVIEW OF ANTOINE de SAINT-EXUPERY’s
PILOTE DE GUERRE’s
TURKISH TRANSLATIONS FROM FRENCH
Bu notu Türkçe tercümelerin alabileceği kalite seviyelerini göstermek için yazdım. Bu not aynı zamanda var olan tercümeler arasında bir tercih yapmak için de kullanılabilir.
I have prepared this note to demonstrate the quality of Turkish translation may take… It can also be used to make a choice between them according to the reader’s taste.
An example from the beginning of UNIT 5.
Beşinci bölümün başlangıcından bir örnek.
Ex: Antoine de SAINT-EXUPERY
ODA: Nuriye YİĞİTLER
NEHİR: Ömer TURAN
ARS: Ali Rıza SARAL
Ex: L’angoisse est due a la perte d’une identite veritable.
ODA: Bunalım, gerçek bir kimliğin yitirilmesinden kaynaklanır.
NEHİR: Sıkıntılar gerçek kimliğinizi kaybetmeniz ile ilgilidir.
ARS: ENDİŞE GERÇEK KİMLİĞİN YİTİRİLİŞİNDENDİR.
Ex: Si j’attends un message dont depend mon bonheur ou mon desespoir, je suis comme rejete dans le neant.
ODA: Mutluluğum ya da umutsuzluğumla bağıntılı bir haber bekliyorsam, boşluğa atlıyormuş gibi olurum.
NEHİR: Saadetimin ya da umutsuzluğumun kaynağı olacak bir haber bekliyorsam sanki boşlukta kaybolmuş gibiyimdir.
ARS: MUTLULUĞUMUN YA DA HAYAL KIRIKLIĞIMIN BAĞLI OLDUĞU BİR HABER BEKLİYORSAM EĞER, BOŞLUĞA ATILMIŞ GİBİYİMDİR.
Ex: Tant que l’incertitude me tient en suspens, mes sentiments et mes attitudes ne sont plus qu’un deguisement provisoire.
ODA: Kararsızlık beni sallantıda bıraktığı sürece, duygularım ve davranışlarım, geçici olarak kılık değiştirir.
NEHİR: Bana belirsizlik hakim olduğu sürece, duygu ve tavırlarım, geçici bir kılık değiştirmeden ibarettir.
ARS: BELİRSİZLİK BENİ HAVADA ASILI TUTTUĞU TÜM SÜRECE BOYUNCA, DUYGU VE TAVIRLARIM GEÇİCİ BİR ALDATMACADAN, SAHTE BİR KOSTÜMDEN BAŞKA ŞEY DEĞİLDİR.
Ex: Le temps cesse de fonder, seconde par seconde, comme il batit l’arbre, le personnage veritable qui m’habitera dans une heure.
ODA: Zaman saniye saniye bir ağacı oluşturduğu gibi bir saat sonra içime yerleşecek olan gerçek kişiyi oluşturmaktan vazgeçer.
NEHİR: Zaman, bir ağacı oluşturduğu gibi, her geçen saniye, bir saatlik kişiliğimi oluşturmaktan vazgeçer.
ARS: ZAMAN TIPKI BİR AĞACI İNŞA ETTİĞİ GİBİ, SANİYE SANİYE, İÇİMDE BARINAN BU GERÇEK KİŞİLİĞİ AYAKTA TUTMAKTAN VAZGEÇER.
Ex: Ce moi inconnu marche a ma recontre, de l’exterieur, comme un fantome.
ODA: Bu bilinmeyen ben bir hayalet gibi bana gelmektedir dışarıdan.
NEHİR: Tanımadığımız bir ‘ben’, bir hayalet gibi, benim dışımdan bana doğru yürür.
ARS: YABANCI BİR BEN BANA KARŞI, DIŞARDAN İÇERİYE DOĞRU, BİR HAYALET GİBİ İLERLER.
Ex: Alors j’eprouve une sensation d’angoisse.
ODA: İşte o zaman bir sıkıntı duyarım.
NEHİR: O zaman büyük bir sıkıntıya kapılırım.
ARS: İŞTE O ZAMAN BİR ENDİŞE DUYGUSU HİSSEDERİM.
Ex: La mauvaise nouvelle provoque, non l’angoisse, mais la souffrance : c’est toute autre chose.
ODA: Kötü haber bunalım değil de acı yaratır : Bambaşka bir şeydir bu.
NEHİR: Kötü haber ise sıkıntıdan ziyade acı verir insana, bu tamamen başka bir şeydir.
ARS: KÖTÜ HABER ENDİŞEYİ DEĞİL AMA ONUN YERİNE ACIYI HAREKETE GEÇİRİR: BU TAMAMEN BAŞKA BİR KONUDUR.