Sunday, May 04, 2008

DÜŞÜNÜŞ HIZI - THINKING SPEED

Üniversite giriş sınavları öğrencilerin matematik, sosyal, fen, yabancı dil gibi konularda bilgilerini zamana karşı ölçer. Konuyu bilmek yalnız başına yeterli olmaz, verilen süre içinde en fazla doğru
yanıt veren, en hızlı düşünen kazanır.

Her insanın normal zamanalara göre daha hızlı düşündüğü anlar, saatler, günler hatta aylar var. Örneğin bahar aylarında özellikle Eylül – Ekim aylarında, sanki yaratan bizi yaklaşmakta olan kışa hazırlık için motive eder, daha hızlı düşünmeğe iter.

Hızlı düşünen kişi artmış olan beyin enerjisi ile olayları normalden daha derinlemesine düşünür, olgular arasında gerçek ya da değil, doğru ya da yanlış daha çok ilişki kurar, konuyla ilgili daha çok şey hatırlar…

Eğer hızlanış daha da artarsa, konu ile uzaktan ilişkili konulara geçiş artabilir. Düşünce hızının artışı, aşırı hassasiyet, trafikte dikkatsizlik gibi davranışsal bozukluk sınırını aşmadığı sürece işlenen düşüncenin içeriğini ve kişisel başarıyı yalnızca etkilemekle sınırlı kalır.

Pronin ve Wagner 2006 yılında, “Manic Thinking – Independent Effects of Thought Speed and Thought Content on Mood” adlı makalelerinde düşünüş hızının ruh halini etkilediğini ispat eden deneylerinin sonuçlarını sundular. Yüksek düşünüş hızı yüksek moral, mutluluk vb. ruh hali yaratır, bazı hallerde subjektif bir güven ve doğruluk hissi verir.

Benzer şekilde, 2003 yılında, Winkielman et all. “The Psychology of Evaluation – The Hedonic Marking of Processing Fluency:Implications for evaluative Judgment” adlı makalesinde yüksek bilgi işleyiş akıcılığının, örn. hızlı verilen bir mesajı dinleyişin, gerçekte olduğundan daha pozitif algılandığını anlatır. “Genel olarak yüksek akıcılık olayların olumlu olduğunu belirtir, alçak akıcılık ise olayların olumsuz olduğu durumunu.” Yaratanın bize verdiği bu doğal yetenek “hedonic marking”, işlenen veriyi hedonik olarak işaretlemek şeklinde adlandırılır.

Algısal akıcılık, örneğin reklamlardaki akıcılık, beğenmek duygusunu tetikler. Akıcılık işareti algılanan işaretin en başlangıç anlarında oluşur. Uyarıcının giriş işaretinden çok az bilgi çıkartılabildiği durumlarda akıcılık işareti karar vermek için dayanabilecek en güçlü işaret olur. Bazen insanlar, yeni, karışık ve şaşırtıcı uyarı işaretlerini basit ve tanıdık işaretlere bu yüzden tercih ederler. Düşünüş hızı insanların eğilimlerini yönetmek için kullanılan önemli bir unsurdur.

Bilerek ya da bilmeyerek, her insan düşünüş hızını kendi amaçları için kendi kendine de kullanır. Acil durumlarda, kişinin olağanüstü şeyler becerebilişi bireyin başarısı olduğu kadar, yaratanın ona verdiği yetenekelere de bağlanabilir. Acil durumlarda insan beyni ve vücudu farklı ve yüksek bir hızda çalışır.

Normal zamanlarda da, karşılaştığımız güçlüklerle baş edebilmek için düşünüş hızımızı arttırırız. Dikkat toplamak algıladığımız ve düşündüğümüz her şeyi belirli bir konu açısından ele almaktır. Odaklaşmak ise, bütün düşünüş kapasitemizi bir konuya sınırlamak ve yalnız o sınırlar içinde zihinsel bir faaliyet yürütmektir. Bunların her ikisinde de beynin sinir ağlarının bir kısmını devre dışı bırakarak çalışan, konu ile ilgili kısımlara daha fazla kan ve enerji yönlendiririz.

Düşünce hızımızı bir başka kontrol ediş şeklimiz ise duygulanmak… Duygular ilgili oldukları tetikleyici hormonlar ve yanıt olarak kendilerinin tetikledikleri hormonlar sayesinde beynin içindeki işaret yayılış – propagasyon koşullarını değiştirirler. Bu durum karar verişimizi belirleyen eşiklerin değişişine neden olur. Örneğin baharın ilk günlerinin etkisi altındaki bir şöför, normal zamanlarda aldığından daha çok riskler almağa başlar, ya da siyasi eylemciler daha riskli eylemlere atılırlar. Tüm toplumun karar veriş eşiklerinin yaklaşık olarak aynı dönemde, baharda değişime uğradığını düşününüz. Bu aynı zamanda konformist ve tutucu eğilimlerin esas olduğu insan toplumunda yenilik ve değişikliğe açılan bir zaman penceresi işlevini görür.

Düşünce hızı düşünce enerjisi ile orantılı olmalı.Sartre “Sketch for a Theory of the Emotions” adlı makalesinde, kişi mantıki yetenekleri ile göğüsleyemeyeceği bir durumla karşılaştığında yaratmış olduğu “psişik enerji”’yi duyguya dönüştürür, örneğin korkar, der. Düşünce hızının artışı, psişik enerjinin azaltılış yollarından biri olmalı… Hız artışı, hayal etmek, plan yapmak, obsessifleşmek gibi güçlükleri göğüsleyişimize yardımcı olacak yeteneklerimizin ortaya çıkışına neden olur.

Başarıya ulaşmak yalnız mantıksal değerlendiriş yeteneklerimizin gelişmiş oluşu ile belirlenmez. Mantıksal yeteneklerini doğru besleyen, yöneten, destekleyen duygusal bir olgunluk ta gereklidir.
Bu durum yalnız tek bir kişinin başarısı için doğru olduğu kadar ekip için de önemlidir, Crew Resource Management açısından.

ABD’de bir uçak kazasında, uçak dispatcher tarafından, hava durumu bozuk bir bölgede öngörülmüş bir zaman çerçevesinde iniş yapmağa gönderilir. Uçak iniş sırasında yere çakılır. Yapılan araştırışta görülür ki yardımcı pilot risk içeren her durumda, kaptan’ın karar veriş eşiğini olumlu yönde etkilemiş. Sürekli ‘önemli değil, ineriz’ türünden. Aslında, kaptan ve yardımcı pilot, kritik durumlarda bir bütün olarak hareket etmeli imiş. Kaptan uçağa ve çevreden gelen etkilere muhatap olurken, onun duygusal durumunu ve kara eşiğini etkileyip belirleyen daha objektif durumda bulunabilen yardımcı pilot olabilir miş (Bir bilen pilot arkadaş yazıp daha iyi açıklarsa buraya zevkle eklerim).

Ülkemizde de maalesef iklim ya da görüş koşullarının iyi olmadığı durumlarda yanlış karar verip inen ve çakılan pilot şehitlerimiz var. Bu durumların azalışı açısından belki de Barbara E. Holder ‘ın “Cognition in Flight: Understanding Cockpits as Cognitive Systems” adlı Doktora tezine tekrar bakmalıyız…

“A dominance interaction occurs when one pilot does everything—processes instrument representations, speaks, acts, decides, without assistance or concurrence from his partner. The other pilot tends to remain a passive partner even if he was not passive before. This pattern is often characterized by a unidirectional flow of representations centering on one pilot. Pilots construct an understanding of the situation independent of
each other and the understanding of the dominant pilot may sway the understanding of the other pilot. Communication between pilots tends to be one-sided flowing from the dominating pilot to the other pilot with little or no opportunity for negotiation and discussion.“

Korkarım, ülkemizi başarıdan başarıya, askeri zaferlere götüren insanımızın baskın karakteri yaşadığımız uçak kazalarında ‘pilot hatası’ olarak, yalnızca tek pilotun hatası olarak değerlendiriliyor, en azından telaffuz ediliyor…

Holder tezini çift motorlu deniz helikopter pilot eğitimine katılarak ve pilotların eğitim sırasında simulatörde görüntü kayıtlarını alarak hazırlamış. Tezinde pilot ve yardımcı pilot arasındaki rütbe ilişkisinin başarıya etkisi konusunda da çok ilginç yorumlar var. Isparta kazası hakkında her şey açıklandıktan sonra alınabilecek tedbirler arasında bunu da dikkate almak gerekebilir. Holder tezini internette bulmak mümkün.

Bu yazımda, yaratanın verdiği bir yetenek olan düşünce hızının ne olduğunu ve bireysel, toplumsal, ticari ve havacılık açısından uygulayış alanlarını ele aldım. Düşünce hızı, psişik enerji ve duygular arasındaki ilişkiye işaret ettim. Düşünüş ve duyuş arasındaki ilişki ve daha sonra duygusal sistemimiz ile ilgili yazılarım yolda… Fırsat bulursam, Sartre’ın söz konusu makalesinin Artificial Neural Networks modeli ile analizini yapan İngilizce bir makalemi
http://largesystems-atc.blogspot.com adlı blogumda bulabilirsiniz. Analiz bitmiş durumda, temiz yazmam gerekli, önümüzdeki 1-2 ay içinde…